Okula ve Çevreye Uyum!

 

 

Uyum sağlamak hayatta karşımıza çıkan sorunlardan veya durumlardan biridir. Alıştığımız düzene, ortama, kişilere veda edip yepyeni bir düzene dahil olduktan sonra bu düzene alışmaya, sevmeye ve normalleştirmeye başlarız. Bu sürece de ‘Uyum Süreci’ deriz.

 


Uyum sağlamamız gereken birçok durumla karşılaşırız. Bunlardan biri yeni bir okula ve çevreye uyumdur. Okula ilk kez başlıyor olabilirsiniz, bir sebepten ötürü okul değiştiriyor olabilirsiniz, lise-üniversite gibi bir üst öğretim kurumuna geçmiş olabilirsiniz veya çocuğunuz bunlardan birini yaşıyor olabilir. Sizin için hazırlanmış olan bu yazıyı -konusu olan okula ve çevreye uyum sürecini- başlıklara ayırıp teker teker ele alalım.


1. Öğrenci Açısından Süreç



Okula uyum sürecinin temelinde öğrenci vardır ve en çok zorlanacak olan kişi öğrencidir. Her ne kadar çevresinden destek görse de bu süreci eninde sonunda tek başına atlatması gerekecek olan öğrencidir.




Okula yeni başlayan birinci sınıf bir öğrenci, tüm konfor alanını geride bırakıp tanımadığı ve yalnız olduğu bir ortama girer. Bu ortamda korkabilir veya tam tersine hiç sorun yaşamadan çevresiyle iletişime geçmeye başlar. Çevresiyle iletişime geçmekten çekinen öğrenci ilk günü zar zor atlatır ama ikinci gün okula gitmemek için her şeyi yapar. İkinci zor günün akşamında eve dönerken aileye karşı öfkelidir çünkü artık eskisi gibi mutlu ve eğlenceli vakit geçiremiyordur. Uyum süresince çeşitli zorluklarla karşılaşan öğrenci yapılması gerekenleri öğrenerek yeni okuluna alışır. Bu süre her öğrencide değişiklik göstermektedir.

Aynı şekilde okul değiştiren veya bir üst öğretim kurumuna geçip alıştığı ortamı değişen öğrenciler de bu uyum sürecinden geçer. Bazı öğrenciler ortama çabucak ısınır, iletişime geçer, arkadaşlar edinir ama bazı öğrenciler ise sessizce günün bitmesini bekler. Bu öğrencilerin uyum süreci nispeten daha kolaydır çünkü öncesinden bir okula uyum sürecini deneyimlemişlerdir. Burada karşımıza çıkacak sorun da eski okuldan arkadaşlıkların yeni okuldan arkadaş edinilmesine engel olacak şekilde ön planda olmasıdır. Çünkü uyum sürecini kolaylaştıran en önemli faktör arkadaş edinmektir ve eğer öğrenci eski arkadaşlarından dolayı yeni arkadaş edinmezse süreç uzar ve zorlaşır.

Şimdi de bu yeni okulda, sınıf ortamındaki gergin atmosferin yerini sakinliğe çevirecek ve öğrencilerin birbirleriyle iletişimini kontrol edecek kişi olan öğretmenlerin açısından süreci inceleyelim.

 

2. Öğretmen Açısından Süreç

    
Okula uyum sürecinde bir yönetici olarak öğretmen, önem sırasında öğrenciden hemen sonra gelmektedir. Bu süreçteki rolü hem dersini en verimli şekilde işlemek hem de öğrencinin bu dersleri işlerken ortamda kendini güvende ve rahat hissetmesi, huzursuz olmaması, tamamen odaklı olması ve derse katılmasını sağlamaktır. 

              

            

            Okula yeni başlayan birinci sınıf öğrencileri için öğretmen, ikinci bir anne veya baba niteliğindedir. Sınıftaki yönetici ve idareci konumu, otoriteye ve aynı zamanda şefkate sahip olması öğrencinin öğretmeni bir ebeveyn olarak görmesini kolaylaştırır. Haftanın belirli günlerinde belirli saatleri birlikte geçirdikleri öğretmenleriyle bağ kurmaları çok doğaldır. Öğretmenin tutumu birinci sınıfların okula uyum sürecinde önemli bir faktördür.

            Diğer okul değişimi yaşayan üst sınıf öğrenciler ise yeni öğretmenlerini eski öğretmenleriyle kıyaslamaya meyillidir. Eskiye göre daha disiplinli, eskiye göre daha eğlenceli gibi yaklaşımların olması çok doğaldır. Bu süreçte öğretmenlerin öğrencilerle iletişimi, öğrencilerin okula uyum sağlamalarında yardımı çok büyüktür.

            Farklı bir açıdan baktığımızda öğretmenlerin de yeni gelen öğrenci çevresine uyum sağlaması gerekmektedir. Her dönemde öğrenciler farklı şeylere ilgi duyar, farklı şekilde davranır, farklı öğrenir… Hatta bu durum dönem içinde bile değişiklik gösterebilir. Bu yüzden öğretmen verimli bir sonuç almak için öncelikle karşısındaki öğrenci kitlesini tanımalı ve anlamalıdır. Sonra kitleye uygun bir yol izleyerek uyum sürecini yürütmelidir.

            Bu süreç yürütülürken, öğretmen öğrencilere süreci daha hızlı atlatmaları adına tolerans göstermemelidir. Aksine normalde olan düzeni uygulamalıdır ki öğrenci süreci olmayan bir düzene alışmak için atlatmasın, en verimli şekilde uyum sağlayabilsin.

            Uyum sürecinde rolü önemli olan öğretmenlerden sonra ele alacağımız bakış açısı ailelerin açısıdır. Uyum sürecinde öğretmen ve aile sürekli iletişimde olduklarında daha çok verim alınır, öğrenci süreci daha kolay geçirebilir. Bu yüzden ailenin de süreç içindeki öneminden bahsetmeliyiz.

 


3. Aile Açısından Süreç



        Okula uyum sürecinde öğrencinin yalnız kalmaması ve destek görmesi bu süreci daha kolay atlatılır hale getirmektedir. Bu da ailenin öğretmenle sürekli iletişim halinde olması, çocuğun uyum problemlerini takip edip ilgilenmesi, onu destekleyip yüreklendirmesiyle mümkündür.

            

            

            Birinci sınıfa gidecek çocuklar, ailesinden uzakta yalnız ve korkmuş halde okulun ilk gününü geçirdiğinde ikinci gün okula gitmemek için türlü davranışlar sergiler. Mesela anne babaya öfkelenip onu sevmediklerini zannedebilir, hastaymış gibi davranıp evdekilerden ilgi ve şefkat bekler, ikna edebileceği veya nazının geçebileceği bir büyüğünden yardım isteyip ağlayabilir. Bu durumda aileye büyük iş düşmektedir.

Öğrenciyi okula gitmeye ikna edip hazırlamak, öğretmen için uyum sürecini temellendirmek, evdeki problemleri veya kaygıları okula ve öğrenciye yansıtmamak ailenin süreçteki sorumluluklarından bazılarıdır.

Üst sınıflarda ortam değişikliği yapan öğrenciler ise aileye daha az bağlıdır ve daha az ihtiyaç duyarlar. Çünkü öğrenci artık okul kavramının farkındadır ve bu görevin bilincindedir. Sorun sadece okulun yeni olması, öğretmenlerin ve arkadaşların değişmesidir. Bu dönemlerde de aile çocuğu dinlemekle görevlidir. Yine öğretmenlerle iletişimde olmalılardır ama öğrenci de kendini aileye açabilmelidir. Bir sorunla karşılaştığında, kendi üstesinden gelemeyeceğini anladığı an ailesiyle paylaşmaktan korkmamalıdır. Süreçte ve devamında ailesinden destek alabileceğini bilmelidir. Aynı şekilde arkadaş, öğretmen veya farklı konularda da ailesiyle yaşadığı sorunları paylaşabilmelidir.

Genel olarak her dönemden öğrenci, aileleriyle bazı sorunları paylaşmakta zorlanır. Çünkü ailesinin onu anlamayacağı, yargılayacağı ve cezalandıracağı düşüncesi onu korkutur ve sorunla kendi baş etmeye çalışır. Böyle durumlarla karşılaşmamak için çocukla okul dönemi öncesinden ve okul dönemi sırasında iletişime önem verilmelidir. Her kötü davranışa ağır ceza verilmemelidir, her iyi davranış da ödüllendirilmemelidir. Çocuk size okulla ilgili sorununu anlattığında onu yargılamadan sakin bir şekilde karşılamanız ve sorunu çözüm odaklı olmanız önemlidir. Çocuğu dinlemek ve anlamak da aynı derecede önemlidir. Çocuk aileye bir durumdan bahsettiğinde; anne babanın çocuğu anlamaması veya başından savması, ilerde karşılaşacağı sorunları ailesine anlatma olasılığını düşürmektedir. Bu yüzden aile ve çocuk ilişkisi okula ve çevreye uyum süreci için temel ve önemlidir. Sadece okul döneminde değil öncesi ve sonrasında da çocuk ailesinin desteğini ve sevgisini hissetmelidir.

 

 

Uyum Sağlamak İçin Neler Yapılmalı ve Neler Yapılmamalı?



Tüm açılardan uyum sürecini ele aldığımız için artık topluca neler yapılması gerektiğinden bahsedebiliriz. Öğrenci okula uyum sağlamak için arkadaş canlısı ve girişken olmalıdır. Böylece daha kolay uyum sağlayacaktır.

 


Öğrenci ailesiyle sorunlarını paylaşabilmeli, beraber çözüm yolu arayabilmelidir. Ailesi okul öncesinde çocuğu bu sürece alıştırmalıdır. Evdekiler de okula başlangıçtan dolayı gergin ve endişeli olabilirler ama bunu çocuğa yansıtmamak çok önemlidir. Okula gitmeden önce grupça yaşıtlarıyla oyun vakitleri olması, Büyükanne ve büyükbabalarıyla sohbet etmeleri, anne babasından ayrı kalmaya alışması, öğrenciye birçok artı kazandıracaktır. Aile çocuğa belirli bir saatte gidip belirli saatlerde eve döneceğini anlatmalı, okul çıkışı onu kimin nereden alacağını belirlemeli, mümkünse okulu ve sınıfı önceden tanıtıp gezdirmeli, öğretmeniyle iş birliği yapmalı ve öğretmenle öğrenciyi tanıştırmalıdır. Bunlar çocuğun tedirgin olmasını önleyecek ve endişelenerek günü verimsiz geçirmesini engelleyecektir.

Öğretmen de gün içinde her öğrenciyle tek tek iletişime geçerek okula dair sorularını yanıtlamalıdır. Endişeli gözüken ve gitmek istediğini söyleyen çocuklarla ikna edici konuşmalar yapmalı, gerektiği yerlerde aileleriyle iletişime geçmelidir. Dersin işleniş tarzını, nasıl bir yol izleneceğini, öğrencinin dersteki rolünü onlarla paylaşarak ilerlerse öğrenci de uyum sağlamaya sınıf ortamından başlayarak küçük bir adım atmış olacaktır.

Okul değiştirmek zorunda kalmış veya bir üst öğretim kurumuna geçip okul değiştiren öğrenciler de uyum sağlamak için yeni okul-eski okul, yeni öğretmen-eski öğretmen, yeni arkadaş-eski arkadaş vb. kıyaslamalarını yapmamalıdır. Yeni okula uyum sağlamak için girişken olmalı, arkadaşlık kurmalı, insanlarla elinden geldiğince iletişime geçmelidir. Öğretmenlerinin okul ve vb. ile ilgili bilgilendirmelerini iyi dinlemelidir, okul hakkında yeni şeyler öğrendikçe kendini oraya ait hissetmek daha kolay olur. Öğretmenlerle iletişimin önemli olduğu kadar aileleriyle iletişimleri de önemlidir. Yeni arkadaş ve öğretmenler hakkında konuşmak istediklerinde onları dinleyecek ebeveynleri olduğunu bilmek öğrenci için bu süreçte güç kaynağı olacaktır.

Uyum sürecini çeşitli yardımlarla sona erdiren öğrenci okuluna ve çevresine alışmıştır ve bütünün bir parçası haline gelmiştir. Süreç boyunca öğrendiği ve ders aldığı birçok durumla karşılaşmış ve üstesinden gelmiştir. Bu süreci kısa sürede atlatan öğrenciler de olabilir beklenenden uzun süren de olabilir. Aile öğretmen ve öğrenci el ele vererek bu süreci eninde sonunda uyum sürecini atlatıp öğrencinin kendisini okula ait hissetmesini sağlayacaktır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A'dan Z'ye Pozitif Disiplin Kitabı Kavram Haritası!

Eğitimde Araştırma Kaynakça!

'Alan Seçimi' Literatür Taraması!